Selülit Nedir?


Selülit Nedir?

               Günümüz ve bir çok kişide bulunan hatta bayanların kabusu haline gelen selütlitten başlamak istiyoruz.Aslında  giyeceğimiz kıyafete kadar bizi etkileyen selülitlerimiz nedir? Neden oluşur bunu inceleyeceğiz. Öncelikle selülit;uyruğun üst kısmında dizin ve bileğin iç kısmında,kaba et ve baldırların arka kısmınlarında, üst bacakda hormonel dolaşım bozukluklarından kaynaklanan genel dengesizliğin sonucudur. Bunun sonuçlarından biride suyun lokal olarak konjoktiv dokuda(cildin metobolizma alışverişinin yapıldığı canlı tabakası)toplanır.
Bu su tutma olayı üst derinin hemen altında bulunan konjoktiv doku iplikçilerinin  balıkçı ağı gibi yavaş yavaş birikinti oluşturması ve aynı zamanda bu ilmekler arasında sayısız yağ birikintilerini tutması ile oluşur. Fonksiyonel olmayan bu birikintiler çoğu zaman ızdırab veren hareketsiz madde durumundadırlar. Ciltteki bu kalınlaşma  cildin hareketsizliğinin azalması ve sertlikle kendini gösterir. Elle dokunulduğunda cilt pürüzlü,sertleşmiş ve muntazam olmayan bir görünüm kazanmıştır. Selülit bir kez yerleştikten sonra kendi hesabına yaşamaya başlar. Selülit zayıf hatta sıska denilebilecek yapıdaki kişilerde bile görülebilir. Selülit’in özelliği genel yağlanmadan farklıdır. Temelinde ne bir nede virüs gibi olmamasına rağmen bu bir hastalıktır. Ve tıptaki adı hidrolipodistrofi’dir

Selülitin Nedenleri Nelerdir?

 Selülit  az veya çok kadınların %90 da görülür. Selülitin belirmesi ve gelişmesi yaşla kadının hormon yaşamının üç önemli dönemi ile ilgilidir. Hormonel açıdan kadın üç evre geçirir ;ergenlik hamilelik menopoz öncesi ve menopoz

                Selülit regl sıkıntısıyla başlar. Bu sıkıntılar hemen hemen bütün kadınlarda görülür. Bu sıkıntıların en yaygın olanı adet öncesi sendromu dediğimiz periyodun ikinci döneminde görülen göğüs ve vücuttaki şişlikler genellikle pek anlaşılmadan geçer. Gerçekten tüm kadınlar kadınlık yaşamlarının aktif dönemlerinde yani ergenlikten menopoza kadar olan periyotların 14.ve 28. günleri arasında vücudu su tutmaya meğillidir. Bu dönemde uyruk,bilek ve baldırların iç kısmı dolgunlaşır, bacaklar şişer ve göğüslerde büyüme olur. Hatta bazen bu durum acıda verir. Bütün bu işaretler yumurtalığın küçük bir değişiminden kaynaklanır. Kadınların bir çoğu hatta normal regl görenler bile bu dönemden etkilenir ve vücutları bir miktar su toplar. Ancak sağlıklı kadınlarda regl başlar başlamaz tutulan bu su fazlası tümüyle vücuttan atılır. Bazı kadınlarda ise normale dönüş daha zor olur,periyodun ikinci yarısında toplanan dizlerin ve uylukların belirli bölgelerine yerleşmiş yaklaşık 1-1,5 litre su regl süresinde tümüyle atılamaz,aylar geçtikçe çoğalan bu birikimler dolaşım esnasında damarlarda yönlendirilemeyen su toplanmalarına neden olur. Böylece konjoktiv doku su birikintileri ve yağ birikintileriyle selüliti meydana getirir.  Gebeliğin ilk üç ayında meydana gelen folikülün lehine bir hormonel dengesizlik ve plesantanın salgıladığı kadınlık hormonları gebeliklerde aşırı oranda selülitin oluşmasına neden olur. Doğumdan sonra selülit biraz azalsa da her zaman bir miktar birikim kalır. Menopoz genellikle elli yaş civarında olur. Menopoz öncesi hormonel dengesilikler selülite neden olur. Menopoz öncesi dönemde progesteron salgılanması azalırken  folekülün normal olarak salgılanmaya devam eder, bu da selülitin artmasına zemin hazırlar. Menopoza girildiğinde ne progesteron ne folekülün salgılanır. Ancak selülit birikimleri kalmışdır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder